27 Aralık 2007 Perşembe

DENİZ MOTORU

Ortaburun köyüne tayin oldum. Burası İnebolu ilçesi, Doğanyurt (Meset ) bucağına bağlı. Karadan taşıt yok. Zorunlu olarak deniz yolu ile gideceksin. Eşyalarımı İnebolu'da limana getirdim. Deniz o kadar dalgalı ki deniz motorlarının gitmesi olanaksız. Zorunlu olarak Etibank'ın tesislerinin bir deposuna koydum. Rahmetli kayınpeder orada çalışırdı. Başladık denizin sakinleşmesini beklemeye.

Karadeniz, iyi olduğu zaman sakindir, pırıl pırıldır. Mavisi o kadar güzel ki başka yerlerde görülmez. İnebolu'da Güneş denizden doğar, denizden batar. Ama bir de denizin delirdiği zaman vardır. Bu zaman yanına uğrama, zira dev dalgalar metreler boyu yükseklere ulaşır. Sahili öyle döver öyle yalar ki ne bulursa içine alır. Çakılları dışarıda bırakır. Bu zamanda küçük ve ortaboy deniz taşıtları yolculuk yapamaz.

Epey gün bekledikten sonra deniz sakinleşir gibi oldu. Meset'ten motor geldi dediler. Hemen limana koştuk. Hakikaten gelmişti. Motor sahibi rahmetli Karatüfek ile konuştum." Öğleden sonra sanırım gidebiliriz" dedi. Meset öylebir yer ki; sanırım 1960 yılı içinde Ömer Sami Coşar orada kalıp bir yazı hazırlamış. Orası için "Gardiyansız Hapishane" başlığını kullanmış. Görünce anladım, hakikaten öyle bir yermiş. Karadan yol yok. Zorunlusun denizden gitmeye.

Eşyalarımı motora yükledik. Motor yine sallanıyor. Ben deniz yolculuğuna alışık değilim. Motor limanı çıkarken başladı sallanmaya. İçerdeki insanlar " denizin kötü" olduğundan, "belki yarı yoldan geri dönülebileceği"ni konuşuyorlardı. Bu arada benim başım yavaş yavaş dönmeye, içimin hafiften kabarmaya başladığını hissediyordum. Bu arada deniz sakinleşeceği yerde gittikçe sallanma artmaya başlamıştı. Ben çok pişman oldum bindiğime ama iş işten geçmişti. Başım dönmeye, midem boşalmaya başladı. 10 deniz mili uzaklıktaki yer normalda iki saatte alınırmış ama bizim yolculuk kaç saat sürdü bilemiyorum, nihayet " Meset 'e geldik" dediler. Halk sahile toplanmış motoru bekliyorlar. Kaptan telaşlı " acaba karaya çıkabilirmiyim " diye. Hatta kendi aralarında " Tekrar geri dönelim"i düşünüyorlar. Sonuçta sahile yanaştılar. Kaptan halatı sahile fırlattı. Sahildekiler denize girerek halatı yakaladılar. Tamamen ıslandılar. Halatı cenderelere bağladılar. Bu arada da bizim motor sağa sola yalpa yapıyor. Vatandaşlar karada imece usulü ile motoru karaya çektiler. Benim durum içler acısı. Sarhoş gibiyim. İlk defa buraya geldim. Köye gitme durumum yok. Oradaki insanlar sayesinde eşyalarımı indirdik. Bir kahve üstünde otele ! benzer bir yere gelip uygun yerine eşyaları koyduk. Sabahı beklemeye başladık.

Hiç yorum yok: